Merhaba,

Yaşlılığa bağlı işitme kayıplarında ortaya çıkan birçok belirti arasında en riskli olanlardan biri denge kayıplarıdır.  Diğeri de hafızada, mental – zihinsel kabiliyetlerde gözlenen gerilemeler. Yaşlılığa bağlı işitme kayıplarının demansı yani bunmayı hızlandırıcı etkileri olduğunu tanımlayan araştırmalar da var. Denge sorunları beyin ya da beyine giden denge ile ilintili sinirlerin hasar görmesi ya da söz konusu sinirlerin beyine yanlış uyarılar iletmesi neticesinde gelişir.

İşitme kaybı bu sebeple sadece günlük yaşamdaki iletişim engelleyen, kalitesini düşüren bir sorun değildir. Öğrenmeyi, zihinsel yeteneklerin korunmasını da etkiler. Daha da önemlisi, tedavisiz, rehabilite edilmeden geçirilen süre ne kadar uzarsa, konuşma bozuklu gibi, unutkanlık gibi geri dönüşü hayli sıkıntılı ikincil sorunlara da yol açar.  

Babanızla ilgili paylaştıklarınız, ortalama yaşam süresi uzun veya uzayan; 60 yaş üstü popülasyonun -insanların yoğun olarak bulunduğu pek çok ülkenin ve onların bireylerinin de sorunu. Sensörinöral işitme kayıpları adını verdiğimiz yaşlılığa bağlı işitme kayıpları; 65-74 yaş arasında her 4 kişiden birinde, 75 yaşın üstünde ise her 2 kişiden birinde görülüyor.

Toplumsal bilince, farkındalığa bağlı olarak ya hekim desteği alınıyor, ya da bir şey yapılmıyor. Gelişmiş ülkelerde yaşlı popülasyon hayatın içinde kalmaya, sosyalleşmeye devam ettiğinden, yaşlılığa bağlı işitme kayıplarında işitme cihazı kullanımı daha iyi düzeyde.

Sağlıklı, dinç, hala üretmeye devam edebilecek 60 yaş üstü grup, çok kolay rehabilite edilebilecek sorun sebebiyle kabuğuna çekilip, depresif bir yaşama sürükleniyor.  Aslına bakarsanız işitme cihazı da tıpkı gözlük gibi yardımcı bir medikal araç. Nasıl görmek, okumak yaşamsal ise işitmek de en az görmek kadar zaruri. Yaşlılık, doğal ve net işitmeye mani değildir, çözümü vardır. Randevunuz oluşturuldu, bilgisi de verildi. Sağlıklı günler diliyorum.