1952 yılında Elbistan’da doğdum. Malatya Gazi İlkokulunu ve Elazığ Lisesini bitirdim. 1976 yılında Hacettepe Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı üniversitede kulak burun boğaz ihtisasımı tamamladım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra 1983 yılında Bursa’da serbest hekim olarak çalışmaya başladım. 1988 yılında arkadaşlarımla birlikte; kulak burun boğaz, işitme, konuşma, ses, denge bozuklukları alanında hizmet veren Grup Medika’yı kurduk. Günümüzde de Grup Medika’da çalışmaktayım. Evli ve 3 çocuk babasıyım.
Daha fazla görDeğerli ebeveynimiz,
İşitme kayıplarında çok önemli ve hassasiyetle takip edilmesi gereken bir konuya işaret ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Geçmiş olsun. Çocuklarda gizli kalan işitme kayıpları çok ciddi ve erken teşhis edilmediğinde sonuçları hayli ağır olabilecek sorun.
Yenidoğan işitme tarama testleri ülkemizde de; dünyaya gelen her bebeğe uygulanıyor. Bu sayede doğumsal işitme kayıplarının önemli bir bölümü erken teşhisle yakalanarak tedavi/rehabilite ediliyor. Fakat bazı özel durumlarda sizin evladınızın da yaşamış olduğu şekliyle; yenidoğan işitme tarama testlerinden başarıyla geçen;
Sorunuz kapsamında çocuklarda işitme kaybına yönelik bir dizi ve önemli olduğunu düşündüğüm bilgiyi de paylaşmak isterim.
Bebek dünyaya gelmeden önce annenin geçirdiği; herpes, kızamıkçık, toksoplazma gibi bulaşıcı hastalıklar ya da bebeğin doğmasını takip eden süreçte oluşan menenjit, suçiçeği, kabakulak vb enfeksiyonlar, sıkılıkla da orta kulak enfeksiyonlarıyla görülebilen kulakta sıvı birikmesi ve bu sıvın uzun süre kalması, kulak zarında incelmeye yol açması, takip eden yaşlarda kalıcı işitme kayıplarına sebep olabiliyor. İşte bu yüzden orta kulak enfeksiyonlarının çocuklarda tedavisi son derece önemli.
Erken teşhis işitme kaybını önler!
Bu gibi durumlarda erken teşhisin kurtarıcı olduğunu vurgulamam gerekli. Kulak zarına tüp takılmasıyla, bu sorun kayıplara yol açamadan önlenebiliyor. Orta kulak ve dış ortam arasında basınç dengelendiğinden ötürü; enfeksiyon kaybolarak, kulak zarında hasara yol açmadan, işitme sağlığı da korunmuş oluyor. Çocuklarda işitme kaybı; dil gelişimi tamamlanmamış yaş gruplarında çok ama çok daha önemli. Çocuklar nasıl duyarlarsa öyle konuşurlar. İşitme kaybı, konuşma ve dil gelişimini etkileyen en önemli unsur. Bu nedenle işitmenin de eksiksiz olması gerekiyor.
Nasıl anlaşılabilir?
Yüksek sesle televizyon izlemesi, çocuğa seslenildiğinde, kapı veya telefon zili çaldığında tepki vermemesi, günlük konuşmalarda söylenenleri anlamaması, tekrarlanmasını talep etmesi, okuldaki başarı grafiği, okuldan geldikten sonra yorgun ve sinirli tavırları, içe kapanık olması her ebeveynde “işitme kaybı” şüphesi oluşturmalıdır.