1975 yılı İzmir doğumluyum. İzmir Atatürk Lisesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı; eğitim hayatımın köşe başlarıdır. 1998 yılından bugüne doktor olarak, 2007 yılından günümüze de kulak burun boğaz uzmanı olarak köklü bir tecrübeye sahibim. Uzman olduğumdan bu yana yurt içinde (İzmir, Bursa) ve yurt dışında (Bakü 2013-2015) özel sağlık sektöründe hizmet verdim. Şu anda da Bursa’da bulunan Medika Kulak Burun Boğaz Kliniğinde profesyonel meslek hayatıma devam etmekteyim. Uzmanlık alanımın kapsamı içindeki ameliyatların çoğunu başarı ile gerçekleştirmekle birlikte fonksiyonel ve estetik burun cerrahisine özel bir ilgi duymaktayım. Profesyonel cerrahi hayatım boyunca 1000’in üzerinde estetik burun cerrahisi gerçekleştirdim. Meslek hayatımın dışında müzik , sinema, fotoğrafçılık ve kahve özel ilgi alanlarımın satır başlarıdır. Flamenko ve jazz konusunda profesyonel bir dinleyici olduğum söylenebilir. “Fena değil” derecesinde de gitar çalıyorum. Biri brezilya gül ağacından yapılmış, iki adet özel el yapımı gitara sahip olduğumu söylemekten gurur duyuyorum. İyi müziği mümkün olan en iyi şekilde dinleme hevesim Hi-Fi müzik sistemlerine ilgi duymama ve “odyofil” hastalığına yakalanmama yol açtı. Sıkı bir Nuri Bilge Ceylan hayranıyım. Defalarca izlenebilen ve her defasında farklı şeyleri keşfettiren filmlerden hoşlanıyorum. İyi derecede İngilizce biliyorum. Evliyim ve küçük yaşta zengin bir dünya görüşüne sahip olmalarını istediğim bir oğlum ve kızım var.
Daha fazla görEstetik cerrahi, kavramsal olarak tüm dünyada; en az dokunuşla, en iyi görünüm sağlama konsepti üzerinde gelişmiştir. Bunun da anlamı, en küçük kesi, en az doku hasarı ya da yapılandırması, özetle hasta üzerinde minimum travmadır. Bursa’da başarıyla burun estetiği cerrahisi yapan pek çok doktor meslektaşım aynı anlayışa sahip.
Dünyanın en başarılı cerrahları artık tüm ameliyatlarını, bu anlayışa göre planlamaktadır. Bu yaklaşımı söyleme dökmek gerekirse, burun estetiği yaptırmış bir kişiye “Yüzünde çok güzel bir değişiklik var ama, ne olduğunu anlayamıyorum” dedirtecek türden olmalıdır. Küçük bir dokunuş, ideal ve güzel bir görünüm. İşte Kapalı Rinoplasti, yani burun estetiği bu anlayış ekseninde şekillenmiş cerrahi bir yöntemdir.
Neden Kapalı Rinoplasti avantalıdır?
Kapalı Rinoplasti ameliyatlarında yani Burun Estetiğinde, burun kemiğine doğrudan bir müdahale yoktur. Çekiç kullanılmaz, burnun ana formuna dokunulmaz, kanatları kesilmez, haliyle iyileşme süreci daha çabuktur. Bu da hastaya konfor sağlar. Kapalı rinoplastide, burun eti ve kemeri çıkarılır, burun ucu düşüklüğü şekillendirilir.
Kapalı Rinoplasti’de cerrahi sırasında teknik olarak, damar ve sinirler kesilmez. Bu sebeple burun ucunda sıkça dile getirilen uyuşma hissi gözlenmez. Ödem ve göz çevresinde morluk gelişme olasılığı çok azdır. Yaklaşık 1 hafta sonra Kapalı Rinoplasti, Burun Estetiği yapılan kişiler normal hayatlarına devam edebilir. Ortalama 1,5 ayda iyileşme fark edilir.
Kapalı Rinoplasti’de burnun iç mukozası, ligament katmanları korunur. İz kalma olasılığı yoktur.
Kapalı Rinoplasti, burnun küçültülmesi, burun kemerindeki deformitelerin giderilmesi, burundaki yamuklukların düzeltilmesi için altın standarttır.
Kapalı Rinoplasti yönteminin uygulanması daha zor olduğu için, ancak tecrübeli, bu yöntemi defalarca kez uygulamış cerrahlar tarafından yapılabilir.