Başarıyla gerçekleştirilmiş “Kapalı Rinoplasti: Kapalı Burun Estetiği Ameliyatı” sonrası dikkat edilmesi gerekenler; iyileşmenin ardından ideal sonucu fazlasıyla etkileyebilmektedir. Peki...
Mide içeriğinin kusma olmaksızın, geriye doğru yemek borusuna, gırtlak ve farenkse ulaşmasıdır. Yemek borusu üzerinde mide salgısının geri gelmesini önleyen 2 sıkıştırıcı kas mevcuttur. Yemek borusu üst sıkıştırıcı (sfinkter) adelesi (ÜÖS) ve yemek borusu alt sıkıştırıcı (sfinkter) adelesi (AÖS). Bunlar yemek borusunun alt ve üst uçlarında yer alır.
Eğer alttaki sıkıştırma sistemi sağlıklı çalışmıyorsa mideden yemek borusuna doğru mide asidi ve sindirim enzimleri (Pepsin vs.) kaçağı olacaktır. Eğer bu olay haftada 2 veya daha fazla oluyorsa Gastro Ösofageal Rüflü Hastalığı (GÖRH) belirtileri ortaya çıkacaktır.
Alttaki sıkıştırma sistemi yanında üstteki sıkıştırma sistemi de uygun çalışmıyorsa, AÖS düzgün çalışmaması sonucu mideden yemek borusuna geçen asit hızla boğaza ve gırtlağa ulaşacak ve burada göllenecektir. Eğer bu durum gerçekleşiyorsa o zaman Laringo Faringeal Reflü (LFR) den söz edilecektir.
Evet, LFR’si olan hastaların %50 sinden fazlasında göğüste yanma yakınması yoktur. Çünkü mideden yemek borusuna geçen asidin göğüste yanma yapabilmesi için, yemek borusunda makul bir süre beklemesi ve boru mukozasında tahriş meydana getirmesi gerekir. Oysa LFR’de üst sıkıştırıcı adale yetmezliği olduğundan, mide asidi yemek borusunu hızla geçer, dolayısıyla yanmaya neden olacak yemek borusu tahrişi gelişmemiş olur. Buna karşın gırtlakta göllenen asit LFR belirtileri ortaya çıkartır.
LFR BELİRTİLERİ;
LFR’DE TANI
Halen LFR tanısında kullanılan basıt ve güvenilir bir metot yoktur. Doktorunuz LFR’niz olduğunu düşünürse aşağıdaki muayene ve testleri planlayabilir;
Bu muayene boğaz ve gırtlağı.değerlendirmek için yapılacaktır. Bu muayenede klasik KBB muayenesine ilaveten sert yada esnek endoskop ile yapılan endoskopik laringoskopi ve videostroboskopi ile reflüye bağlı olarak gelişmiş posterior larenjit ve ses tellerindeki ödem ve kizanklık rahatlıkla görülecektir. Bazı hastaların Kulak Burun Boğaz muayenesinde reflü bulgusu olmayabilir.
Bu ambulatuar (sağlık kurumuna yatırılmadan) yapılabilen, tanıda oldukça değerli bir testtir; eğer yemek borusu ve boğaza çok fazla asit geliyorsa uygulanır. Bu testte 2 asit algılayıcı prop kullanılır. Bunlardan biri yemek borusunun tabanına, diğeri farenkse yerleştirilir. Bu test mide asidinin yemek borusu tabanından tepeye doğru hareket ettiğini göstermesi nedeniyle değerlidir.
Bu işlem eğer hasta yutma güçlüğünden yakınıyorsa yapılmalıdır. Bu işlem sırasında yemek borusunu örten örtüde bır hasar var mı? Anormal büyümüş doku var mı? Diye araştırılır. Eğer şüpheli bir alan yada doku varsa biyopsi materyali alma şansı tanır. Bu girişim sayesinde yemek borusunda aside bağlı inflamasyonun olup olmadığına bakılabilir. Endoskopinin normal olması reflü yok anlamına gelmez.
Bu amaçla Radyonükleid sintigrafi ve Baryumlu ösfagogram yapılabilir.
Lfr’nin tedavisinde temel olarak 3 yol vardır; İlaçlı tedavi ve yaşam tarzının değiştirilmesi. Her ikiside çok önemlidir. Nadir vakalarda ise cerrahi tedavi önerilebilir.
Hastaların çoğuna Protan Pompa İnhibitörü (PPİ) diye adlandırılan ilaçlar verilir. Protan Pompa İnhibötörü kahvaltıdan 30-60 dakika once alınırsa emilimi daha iyi olur.Eğer günde 2 kez alınması önerilmişse (ki LFR de ideal dozdur) 2. Doz akşam yemeğinden 30-60 dakika once alınmalıdır. Bu ilaçlar mide tarafından asit üretilmesine engel olarak etki ederler. Bu ilaçların en sık rastlanan yan etkileri ; baş ağrısı, mide rahatsızlığı veya ishaldir. Eğer bu yan etkiler görünürse başka grup bir PPİ geçilmesi uygundur.
Tedavide sıkça kullanılan bir diğer grup ilaç ise antiasitlerdir. Antiasitler hazımsızlık, reflü ve göğüste yanma gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarını gidermek için sıkça kullanılır. Bu grup ilaçlar mevcut mide asidini azaltarak etkilerini gösterirler. Antiasitler umumiyetle Magnezyum, Alüminyum veya Sodyum Bikarbonat içerirler. Bikarbonat içeren sakızların da yemek sonrası çiğnenmesi önemli bir destek tedavidir.Her yemekten sonra 2-3 adet bikarbonat içeren sakız çiğnemek, mide reflüsünün şiddetini ve sıklığını azaltmaya yardımcı olur.
Hafif şiddetteki vakalarda sadece bu yolla iyileşme mümkün olabilir.Ancak orta ve ileri derecedeki vakalarda bunlara ilaveten asit azaltıcı ilaçların kullanımı gerekir. Kolayca yapılabilecek iki basit yaşam tarzı değişikliği hastalık belirtilerinin önemli derecede düzelmesini sağlar. Bunlar;
Çok sık olmasa da önerilen cerrahi tedavi ‘Laparaskopik Nissen Funduplication’ operasyonudur. Genel cerrahlar tarafından kullanılır.
Başarıyla gerçekleştirilmiş “Kapalı Rinoplasti: Kapalı Burun Estetiği Ameliyatı” sonrası dikkat edilmesi gerekenler; iyileşmenin ardından ideal sonucu fazlasıyla etkileyebilmektedir. Peki...
Yaşadığınız problemler, Alerjik Nezle belirtisi olabilir mi? Nefes almayı zorlaştıran burun tıkanıklığı ve burun akıntısı, rahatsız edici hale gelen defalarca hapşırma nöbetleri, burunda ve damakta ...
Kimi çocuklarda sık tekrarlayan bademcik iltihapları, bademciklerin büyümesinden dolayı nefes almada sıkıntılar yaratabilmektedir. Son 1 yıl içinde 7’den fazla, son iki yıl içinde her yı...
Op.Dr. Murat Belgi, “Burun Estetiği” hakkında En Çok Merak Edilenleri Yanıtlamaya Devam Ediyor. Dr. Belgi; Kapalı Rinoplasti tekniğiyle gerçekleştirdiği operasyona yönelik sıkça so...
Burunda akıntı, tıkanıklık ve yine burunda çok rahatsız edici olabilen kaşıntı, hapşırma, göz yaşarması, geniz akıntısı, boğazda gıcık, kronik öksürük gibi yaşam kalitesini derinden etkileyen “...
Pasif içicilik çağımızın en büyük sorunlarından biri. Kimi ebeveynlerin çocuklarının yanında sigara içmesi, alerji ve özellikle mikroorganizmaların tekrarlayan temaslarına maruz kalma sonucu geniz eti...